0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, Adana’da; “MHP adayını Kars‘ta destekliyoruz. Iğdır‘da, CHP adayı güçlü olursa; CHP adayını destekleriz” dedi. Özdağ, toplumsal medya hesabında ise ” Kars‘ta MHP’yi destekleyeceğiz. Kars‘ta şayet güçü aday CHP adayı olursa CHP adayını destekleriz, MHP adayı olursa MHP’yi” açıklamasını yaptı.

Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, bugün Adana’da düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Özdağ, şunları söyledi:

“AMACI TÜRKİYE’DE BÜYÜK BİR KARIŞIKLIK ÇIKARMAK OLAN IŞİD TEHDİDİ AZALMIYOR TERSİNE NE YAZIK Kİ ARTIYOR”

“Ülkemiz fevkalâde gergin ve tehditlerle dolu bir devirden geçiyor. Şöyle ki, içeride polisin gerçekleştirdiği operasyonların büyük bir kısmını IŞİD operasyonları oluşturuyor. Bu operasyonlarda engellenen terör faaliyetleri son derece yüksek profilli taarruz maksatları içermekte. Bunlardan bir tanesi de mesela bana yönelik suikast hareketi. Bunun dışında değişik Türkiye’de ses getirmesi hedeflenen daha evvel de ülkemizde gerçekleştirilen ataklara emsal ataklar Emniyet Genel Müdürlüğünün ve MİT’in operasyonları ile engellenmiş. Buna karşın Türkiye Vilayeti Programı ismi altında 2019’da Türkiye’ye atak sürecini başlatan ve gayesi Türkiye’de büyük bir karışıklık çıkarmak olan IŞİD’in oluşturmuş olduğu tehdit azalmıyor tersine ne yazık ki artıyor. MİT’in yakaladığı MOSAAD elemanlarının büyük bir kısmı sığınmacılardan oluşuyor. Türk devletinde kaydı var. Büyük bir kısmına vatandaşlık verilmiş yetmiyor iş de verilmiş. Hem Recep Tayyip Erdoğan hem Binali Yıldırım, “Biz sığınmacı ve kaçakları Türkiye’de tutuyoruz ve böylelikle Avrupa’nın güvenliğini sağlıyoruz” derken Türkiye’yi güvensizleştirdiklerini itiraf etmişlerdir. Türk halkını misyonu Avrupalıların ödeyemediği bedeli kanıyla, canıyla ve parasıyla ödemek değildir. Biz bunları söylediğimiz vakit ırkçı, yabancı düşmanı, Arap düşmanı olmuyoruz. Biz bunları Türkiye’yi ve Türk halkının önceliklerini savunduğumuz için söylüyoruz.

Bugün gerçekleşen taarruzların amacının yani IŞİD ve PKK taarruzlarının senkronize akınlar olması. İçerinden ve dışarıdan Türkiye’yi büyük bir kaos ve çatışmaya sürükleme siyasetinin artık başladığını göstermesidir. Yeniden bu ataklarda TSK ile ilgili istihbaratın NATO müttefikimiz ABD tarafından sağlandığına ve Amerikan askeri şirket elemanlarının hücumlarda operasyonel ve taktik rol aldıklarına dair ortada önemli açıklamalar var. Bu açıklamalarla ilgili olarak hükümet şimdiye kadar tatmin edici bir açıklama yapmamıştır. Suriye’nin kuzeyinde bir Amerikan üssü yakınlarında Amerikan ordusu tarafından düşürülen SİHA’mızla ilgili de kâfi bir açıklamanın yapılmadığını söz edelim. Bu SİHA’nın da kıymetinin 19 milyon dolar olduğunu tabir etmek istiyorum. Kolay bir kayıptan bahsetmiyoruz, kıymetli bir kayıptan bahsediyoruz.

“SİLAHLI KUVVETLERİMİZDEKİ BUYRUK KOMUTA ZİNCİRİNİN TEKRAR KURULMASI GEREKİYOR”

Gelinen noktalarda Türkiye’nin bu süreci durdurmak için kesinlikle içeride ve dışarıda alması gereken bir dizi tedbir bulunmaktadır. Bu tedbirlerin başında silahlı kuvvetlerimizdeki buyruk komuta zincirinin tekrar kurulması gereği vardır. Ulusal Savunma Bakanı’nın askeri hiyerarşinin bir numaralı ismi olduğunu biliyoruz. Sonra Genel Kurmay Lideri ve kuvvet kumandanları başka farklı Ulusal Savunma Bakanı’na bağlılar. Bu türlü bir buyruk komuta olmaz. Yapılması gereken şey burada buyruk komutayı tekrar tesis etmek.

“ASKERİ HASTANELERİN DERHAL AÇILMASI GEREKİYOR”

Askeri hastanelerin derhal açılması gerekiyor. İsviçre ordusunun askeri hastanesi varken her gün savaşan bir ordu olan gazi, şehit veren bir ordu olan TSK’nın askeri hastanesinin olmaması ve bu hususta direnilmesi cinayetle muadildir. Bırakın askeri hekimler işlerini yapsınlar çocuklarımızı kurtarsınlar. Bölgedeki sivil hastanelerde terör örgütüne sempati duyan sıhhat çalışanının gazi formda yatağında yatan askerlerimiz tarafından tehdit olarak algılandığına dair bilginin ortada dolaştığını biliyoruz. Artık, toplumsal medyada gazilerimizin fotoğrafları dolaşıyormuş, hastanelerde çekilmiş. Bu ne biçim bir iştir? Bir asker yaralandığı vakit bile hastanede kendisini inanç hissedemeyecekse biz bu çocuğumuz yüzüne nasıl bakarız? Artık bu hususta Erdoğan’ın ve yakınındakilerinin gereksiz direnci bırakması ve askeri hastanelerin derhal GATA başta olmak üzere kurulması koşuldur. Bu direncin ardında kimi sıhhat, ilaç firmalarının olduğuna dair duyumlar alıyoruz. Şayet bu türlü bir şey varsa Allah belanızı versin. Mehmetçiğin kanı üzerinden ticaret yapmayın.

“ASKERİ YARGININ DERHAL OLUŞTURULMASI GEREKİYOR”

Askeri yargının derhal oluşturulması gerekiyor. Bütün dünya ordularında askeri yargı varken Türk ordusu üzere içinde değişik terör ve casusluk örgütlerinin sızdığı, yüksek kademelere geldiği bir ordunun askeri yargısı olmaz mı? Hulusi Akar, ismini vererek söylüyorum, Hulusi Akar Ulusal Savunma Bakanı iken eski yüksek askeri yönetim mahkemesi üyelerini kabulünde Ulusal Savunma Bakanı olarak disiplin uçurumdan aşağı düşüyor dedi. Haydi yayınlayın bunu. Yer ve isim veriyorum. Bu Hulusi Akar neden askeri mahkemeler açılsın demiyor. Bunu yüksek askeri yönetim mahkemelerimizin eski üyelerine söylemek kolay. Gereğini yapın o vakit.

“DERHAL VE DERHAL TSK’NIN ASKER MUHTAÇLIĞINI KARŞILAYACAK BİR YENİ ASKERLİK SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASI GEREKİYOR”

Yapılması gereken derhal ve derhal TSK’nın asker gereksinimini karşılayacak bir yeni askerlik sisteminin oluşturulması gerekiyor. Bugün, dünyanın içine hakikat süratle çekilmiş olduğu savaş sürecinde ve bölgedeki gerginlikler göz önüne alındığında asker sayımız Türkiye’yi savunmak için kâfi değil. Bu bahislerin nasıl bugüne kadar Zafer Partisi olarak ısrarla söylediysek ve gündemde tutuysak Türk milletinin gündeminde tutmaya devam edeceğiz. İktidarı da artık sorumluluk alıp bu bahiste önemli adımlar atmaya çağırıyoruz.

“NE AKP, DEM’LE GÖRÜŞMELİ NE DE DEM’LE CHP GÖRÜŞMELİDİR”

Bu sarmaldan çıkmanın yolu ne AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu’nun Kuzey Irak kaynaklı bir televizyona yapmış olduğu açıklamada söz ettiği üzere DEM ile görüşmek değildir. Diyor ki, “Duyumlarımız var. AKP – DEM’le görüşüyor” Ben de ferdî olarak görüşüyorum diyor. Ne AKP, DEM’le görüşmeli ne de DEM’le CHP görüşmelidir. Yeni bir açılım sürecini aklınızın ucundan dahi geçirmeyin. Birinci açılımın Türkiye’ye çıkarmış olduğu maliyeti bu millet hafızasında yaşamaya devam ediyor.”

“YETER Kİ BURADA HDP SEÇİLMESİN”

Özdağ, açıklamalarının akabinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Partinin Iğdır ve Kars belediye lider adayı ile ilgili soru üzerine Özdağ, şunları söyledi:

“Iğdır’da ve Kars’ta HDP karşısında güçlü adayı destekleyeceğimizi açıkladık. Cumhur İttifakı’nı açıklayacağız demedik. MHP adayını Kars’ta destekliyoruz. Iğdır’da, CHP adayı güçlü olursa; CHP adayını destekleriz. Kâfi ki burada HDP seçilmesin. Birtakım CHP yandaşı televizyon kanalları, bunu Cumhur İttifakı’nı desteklemek olarak söz etmeye çalışıyorlar. Bu, büyük bir palavradır. Ben ÂLÂ Parti milletvekili ve Genel Lider Yardımcısı iken de Kars’ta ve Iğdır’da, DÜZGÜN Parti’nin aday çıkartmaması gerektiğini savundum. Iğdır’da aday çıkarmadı, DÜZGÜN Parti. ve seçmenini hür bıraktı. Kars’ta ise aday çıkarttı. Kars’ta aday çıkarttığı için, Kars’ı HDP aldı. UYGUN Parti, Kars’ta; 2019’da aday çıkartmasaydı, Kars’ı HDP alamayacaktı.

Biz; partimizin menfaatlerinin üstünde ülkemizin menfaatlerini tutan bir partiyiz. 2023 seçimlerinde de biz parti olarak Kars’ta ve Iğdır’da aday çıkartmadık. ve burada birisinde MHP’yi, birisinde CHP’yi destekledi arkadaşlarımız. Bu siyasetimizi sürdürüyoruz.”

Özdağ, toplumsal medya hesabında da “Zafer Partisi HDP’nin kazanmaması için Kars ve Iğdır’da HDP karşısında en güçlü adayı destekleme kararını Mayıs 2023 seçimlerinde olduğu üzere Mart 2024’de de sürdürüyor. Bu çerçevede Kars’ta MHP’yi destekleyeceğiz. Kars’ta şayet güçü aday CHP adayı olursa CHP adayını destekleriz, MHP adayı olursa MHP’yi. PKK ve DEMseverleri üzdüğümüzün farkındayız. Üzmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.